KİMLE BARIŞALIM?
İnsana ve topluma dair konularda
kullanılan dilin çok önemli olduğuna inanıyorum. Basit gibi görülen küçük
detaylar hayatımıza yerleşen gerçeklikleri ifşa ediyor aslında. Bundan dolayı “bayan”
değil “kadın” inadım aslında. Bu başka bir konu tabi ki.
Açıkça ilan ediyorum: Bu ülkede “Kürt
Sorunu” yoktur. Hiçbir kuvvet bana aynı sofrada yemek yediğim Kürt arkadaşımı “sorun”
olarak kabul ettiremez.
Barışın nasıl sağlanacağı
tartışılıyor yıllardır. Hiçbir iktidar bu ülkede mutlak barışı, huzuru sağlama
gücünde değildir. Bunu sağlayacak olan sokaktaki vatandaştır ve bu halk
herkesle barışmak zorundadır.
Aynı işyerinde çalıştığı, birlikte ürettiği Kürt, Laz, Alevi
arkadaşına önyargılarından kurtulmak zorunda bu halk. Sıra arkadaşıyla
barışmalı liseli genç. Evlerimizde sağlamalıyız barışı. Kaynanasıyla barışmalı
küs gelinler. Eşiyle barışmalı tüm erkekler. Küs dostluklar kalmamalı ülkemde.
Biri “ben Hristiyanım, ya da Ateistim” derken en yakın arkadaşına düşünmemeli
tepkisini.
Önyargıları yakıp yıkmalı. Atmalı çöpe şimdiye kadar
kullanılan öfke dilini. Genellemelerden kurtulmalı… “Şu ilin insanları doğru
değil” dememeli hiç kimse. Barış birlikte oturduğumuz sohbet ettiğimiz arkadaş
masalarında başlamalı. Evlerimizin içinde yükselecek önce barışın sesi
unutmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder