11 Ekim 2012 Perşembe

SİHİRLİ DEĞNEK



Bir adam ve kadın otomobilleri ile yolda giderken trafikte dururlar. Küçük bir çocuk arabanın camını silmek ister, adam da müsaade eder. Çocuk sildikten sonra adam memnun kalmamış ve çocuktan tekrar silmesini istemiştir. Bu işlem birkaç kez devam eder. Sonunda kadın eşinin gözlüklerini gözünden çıkarır ve elindeki peçete ile siler. Artık adam arabanın camının temizlediğini görmektedir. Sorun sadece onun gözlük camıdır.
Uzun yıllar önce okuduğum bu basit hikaye aslında toplumsal sorunlarının tümünün çözümündeki temel noktaya işaret eder. Ya bizim de gözlük camımızda ise sorun?
Üniversitede ilk yılımda şimdi “dost” ismini kendisine uygun bulduğum bir kişiyle tanışmıştım. Biz tanıştıktan tam iki ay sonra arkadaşım “senin açık görüşlü olduğunu gördüm, Alevi olduğumu bilmeni isterim” demişti. O gün çok düşünmüştüm. Bu arkadaşımın inancıydı, bana söylemesinin bu denli zor olması tam olarak saçmalıktı. Daha sonraki dönemde kendi sınıf arkadaşlarımın dahi –ki bunlar Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okumakta idiler- uygun bulamayacağım damgalayıcı sözlerini duyunca çok daha fazla üzüldüm. Ancak ne yazık ki bunlar gerçekti.
Toplum olarak sağ görüşlü bireyleri “geri kafalı”, sol görüşlü kişileri “dinsiz”, kadınları “saçı uzun aklı kısa” diye yaftalamıştık. Oysa insanlarla ilgili bu tip kararlar alırken onlara kendilerini tanıtma fırsatı vermemiştik bile, dinlememiştik hatta çoğu zaman karşımızdakini.
Arkadaşlarımla siyasete yahut daha geniş olarak toplumsal konulara ilişkin konuşurken şunu vurgularım hep : “Elimde sihirli bir değnek ve tek bir dilek hakkım olsaydı insanların kafalarındaki önyargıların tümünün yok olmasını dilerdim.”
Oysa bu değnek zaten mevcuttu elimizde. “DİYALOG” idi değneğimizin ismi. İnsanlara anlattıkça, yorulmadıkça, pes etmedikçe değiştirmek mümkündü algıları. İnsanların gördükleri değil gözlüklerinin camları kirlidir belki…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder